1) ısıtmak, kızgın duruma getirmek: 'Güneş, bütün gün enselerinde boza pişirmiş, vücutlarının teri mintanlarının üstüne çıkmıştı.' -H. Taner. 2) birini çok üzmek, tedirgin etmek: 'İhtiyarlık kepaze şey... Şimdi çocuk evde ensemde boza pişiriyor.' -R. N. Güntekin. 3) birini bir işi yapıp bitirmesi için sürekli sıkıştırmak.
Türü : Deyim
Kaynak : TDK - Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü
İçinde "ense" kelimesi Geçen Atasözleri ve Deyimler
Aç Gezmektense Tok Ölmek Yeğdir Atasözü
Ağzı Eğri, Gözü Şaşı Ensesinden Belli Olur Atasözü
Bakmakla Usta Olunsa (öğrense), Köpekler (kediler) Kasap Olurdu (kasaplığı Öğrenirdi) Atasözü
(birinin) Ensesine Yapışmak Deyim
Can Çekişmektense Ölmek Yeğdir Atasözü
Dili Ensesinden Çekilsin! Deyim
El Ense Çekmek (etmek) Deyim
Ense Kulak Yerinde Olmak Deyim
Ense Yapmak Deyim
Ensesine Binmek Deyim
Enseyi Karartmak Deyim
Her Gün Baklava Börek Yense Bıkılır Atasözü
Korkulu Rüya (düş) Görmektense Uyanık Yatmak Evladır (yeğdir) Atasözü
Kurda 'neden Boynun (ensen) Kalın?' Demişler, 'işimi Kendim Görürüm De Ondan' Demiş Atasözü
Ölümün Soluğunu Ensesinde Duymak (hissetmek) Deyim
Şaşı, Çakır Demektense Kör De, Kurtul Atasözü
Yürü Ense Tıraşını Göreyim (görelim) Deyim
Züğürt Olup Düşmektense Uyuz Olup Kaşınmak Yeğdir Atasözü
